bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: ali'nin ezel'in içini ezel'in yüzüne vurduğu replik. - link geçen gün ruh eşi başlığını gördüğümde aklıma gelen replik oldu. bu durum aşkı kutsal yapan etkenlerden biri bence. nedir kutsal? "tapılacak ya da yolunda can verilecek denli sevilen" "dokunulmaması, bozulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen" . cesare pavese'nin günlüklerinde denk geldiğim şahane bir tespit var. 17 ekim 1935'de yapmış. şöyle diyor; "sanatçı için dayanılmaz bir şey varsa, o da başlama duygusunu yitirmesidir." kanımca bu durum aşkla alakalı insanlar (herkes) için de geçerli. aşkı bilen ama yitiren birisini ele alalım; kendine itiraf etse de etmese de en büyük arzusu aşkı yeniden bir şekilde hissetmek olacaktır. çünkü en iyi o bilir, bu hayatta daha ötesi yoktur. aşk varsa; hayat vardır, anlam vardır, mana vardır, coşku vardır, tutku vardır, zirve vardır, dip vardır. hayatınız aşkınız kadardır. öte yandan aşkı hiç bilmeyen birini ele alalım. ki buna artık aşkı bilmelerine rağmen bir zamanlar aşkı bilmeyen insanlar da dahil olacaktır; onlar da aşkın nasıl bir şey olduğunu köpek gibi merak ederler. ellerinde değil. nedir bu aşk? bu nasıl bir manyaklık ki tarih boyunca herkesin dilinde? nice güzel için şiirler yazılmış, şarkılar söylenmiş, çileler çekilmiş, savaşlar çıkmış... "ben de istiyorum, ben de yaşamalıyım, benim neyim eksik?" psikolojisi ile kendilerini yemeye başlıyorlar. "bir zamandı heves ettim gölgemi enginde yatan o berrak sayfada gezindirsem diye ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende. vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti demedim dilimin ucuna gelen her ne ise vay ki gençtim ölümle paslanmış buldum sesimi." . olayın manevi hazzı bir yana, bir defasında yine tek başına radro yayını yapmak olayımı icra ediyorum. her nasıl olduysa konu aşkın neden kutsal olduğuna ve birazdan kaba taslak bahsedeceğim ihtimallere geldi. kayıt hala duruyor, 1 saat 15 dakika boyunca bu konuda kendi kendime konuşmuşum. bunu şu yüzden söylüyorum, tükenmeyen bir konu gerçekten. bugün şu konuda yine konuşmaya başlasam, inanıyorum ki bu sefer daha farklı şeyler söyler ama yine bir o kadar daha konuşurum. aşk öyle bir şey şey işte, o kadar kadir. tarih boyunca tükenmedi ve tükenmeyecek... insanoğlu ya aşkla imtihan olur, ya aşksızlıkla. başka seçenek yok. neyse. kısaca birkaç ihtimalden söz edip canınızı sıkmak istiyorum; - aşkın bir insana tecelli etmesi sandığınızdan daha düşük bir olasılık. 70 yıl çok sosyal bir hayat yaşayıp hiç kimseye aşık olmamış insanlar var. aşkın tadımını yapamadan ölüp gidiyorlar. (flörtleri, cilveleştikleri, hoşlandıkları vs. oluyor tabii. ama sorun da bu zaten. insanların çoğu yaşadığı en güçlü çekimi aşk sanıyor. içten içe aşık olmayı istemelerinin bunda etkisi var tabii. bu ihtimali geçiyorum.) - aşkın; doğru insana, doğru zamanda, doğru insan için tecelli etmesi çok çok daha düşük bir olasılık. - üstteki iki olasılığın iki insan arasında karşılıklı olarak gerçekleşmesi çok çok ama çok daha düşük bir olasılık :d vaziyet buyken herkes aşk yaşayacak diye bir şey yok. herkes adam akıllı/müşterek aşk yaşayacak diye de bir şey yok. daha dün şu arkadaşın gönül mevzusunu dinledim bi' 45 dakika kadar, ondan biraz bu frekanstayım sanırım. üzücü bir durum çünkü. allah herkese aşkı tattırmıyor. aşkı bahşettiği herkese de hayırlı bir aşk deneyimi yaşatmıyor. ama ona da şükür tabii. şahsen en berbat aşkın bile, aşksızlıktan iyi olduğunu düşünen bir manyağım. en kötü platonik takılır ama o aşkı yaşar ve yaşatırım. ki bunu da yıllarca yaptık zaten. yine cesare beyefendiden bir alıntı yaparak kapanışı yapmak istiyorum; 12 ekim 1940'da şöyle diyor; "aşk iki sevgiliyi birbirlerine değil, kendi kendilerine çırılçıplak gösterme gücüne sahiptir." daha ötesi yok cidden. ey insanoğlu! bu dünyada size kendinizi çırılçıplak gösteren kaç tane güç, olgu ya da kavram var? aşka dair her şeyi inkar edebilirsiniz. hatta allah'ı bile inkar edebilirsiniz. ama aşkın bu gerçekliğini inkar edemezsiniz. aşka hak ettiği değeri verin, adam olun, sikmim eşrafınızın feriştahını hdfasjkdhsjk not: ulan bana bakın kırk yıl sonra iki satır bir şey karaladım, buna da uzun diye tatava yaparsanız daha da davos'a gelmem bilmiş olun. (bkz: mesela yani)
    2. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Doğru mudur?
      0ezel'e sormak lazım - sedyeci 25.05.2022 20:31:58 |#4382522
      0Bazen cevaba gerek olmayan cevaplar vardır.. - dikenlikivi 25.05.2022 20:44:57 |#4382534
      0amin - sedyeci 25.05.2022 20:45:44 |#4382535
      butun yorumlari goster (4)